Bu Blogda Ara

30 Mart 2010 Salı

L'OCCITANE en Provence


Ayın ilk ve son günlerinde L'Occitane'da % 40 indirim oluyor. Değerlendirmek lazım. Günlük kullanım için çok hoş, hafif parfümleri var. Duş jelleri çok başarılı. Bademli duş jelini kullanıyorum. Yağ dokusunda, suda köpürüyor. İnternet üzerinden incelemek ve satın almak isteseniz http://www.loccitane.com.tr/ana-sayfa/yeni-organik-zeytin,45,2,4919,85792.htm

29 Mart 2010 Pazartesi

MICHAEL/ MICHAEL KORS

MICHAEL/ MICHAEL KORS


YIL: 2000

KOKU AİLESİ: Floral

ÜST NOTALAR: Frezya, demirhindi(tamarind)

ORTA NOTALAR: Sümbülteber, Osmanthus, Fas tütsüsü, menekşe kökü( blue orris), gelin çiçeği, şakayık

ALT NOTALAR: Kaşmir ağacı, vetiver, misk

BURUN: Laurent Le Guernec

Michael Kors'un debut/ilk parfümü, Michael ile tanışmam 2002 martında, Marc Jacobs sayesinde oldu. O dönemde benim için oldukça ağır olduğunu düşündüğüm için Michael'ı almadım ama o ,etkileyici kokusu ile hep aklımda kaldı. Nitekim iki sene sonra :), yine Marc Jacobs alırken, dayanamadım ve aldım. Ama resimde de gördüğünüz gibi şişenin yarısı duruyor. Ne yapalım, kullanmasam da Michael'ı seviyorum.

Bir dönem Michael, ülkemizde çok tutuldu. Her üç kadından biri Michael kullanıyor gibi bir durum olmuştu. Bir dönem Hypnotic Poison için aynı şey söz konusu olmuştu. Bu aralar bu tarz bir eğilim var mı bilemiyorum. Var mı??

Michael siz yürürken arkanızdan izini bırakan bir parfüm. Bu demek oluyor ki yanınızdan Michael sürmüş bir kadın geçerse farketmemeniz imkansız. Michael Kors, parfüm ilk çıktığı zaman, annesinin kullandığını ve dört taksi şoförünün kokuyu sorduğunu söylüyor :)) Zamansız bir parfüm yaratmak istediklerini sözlerine ekliyor.(W Magazine, 2000)

Michael tam anlamıyla bir sümbülteber kokusu..Osmanthus çiçeğinin kayısı ve süet karışımı kokusu ile yumuşak ve kremsi bir kıvamda başdöndürüyor. Bu koku renk olarak da oldukça koyu. Bu tür parfümleri kullanırken dikkatli olmak gerekiyor, giysi üzerinde leke bırakıyor. Parfümün temiz ve çıplak tene uygulanması gerekiyor, ancak elinizde olmadan giysinize de bulaşabiliyor. Bu tip koyu renkte parfümlerde ekstra bir dikkat gerektiriyor.

Michael sonrası çıkan diğer Michael Kors parfümlerinin (Adalar, Very Pretty, Hollywood(koklamadım)) ilk parfümün havasını ve başarısını yakalaması çok zor..

26 Mart 2010 Cuma

VOGUE/SEPTEMBER ISSUE 1996


September Issue'yü izledikten ve Vogue Türkiye patlamasından sonra, eski dergilerime bir göz atmak istedim. Bakalım o zamanlar beğenilerimiz ne yöndeymiş, hangi parfümler lanse edilmiş. Bu eylül sayısını seçmemin bir nedeni de var. Anna Wintour, bu sayıda kürk gidiğini ve sevdiğini açıkça itiraf ediyor. Tabii bu itiraf, aslında bir Anna Wintour trend güçlendirme çalışması. Anna Wintour o gün bugündür, her türlü eleştiriye inat kürk giyiyor ve bunu her daim gündemde tutuyor. Referans 'September Issue'. Kınıyoruz.

Fendi ve Kürk

Anna Wintour'un yazısı

Jean Paul Gaultier, (1993)


Acqua di Gio (1995)


                                                                     L'eau D'Issey (1992)

Sanıyorum, fazla çıkış yok o senelerde. Acqua di Gio 1996 senesinde FiFi Yılın Parfümü ödülünü almış.
Yine 1996 yılında lanse edilen Chanel Allure var. O da 1997'de aynı ödülün sahibi olmuş. L'eau D'Issey 1992 FiFi Fragrance of the Year :))

Bir de Nordstrom'un 12 sayfalık parfüm reklamı verdiğini görüyoruz. Burada da Chanel Allure, Lancome Poeme ve Christian Dior Dolce Vita yeni parfümler olarak yer alıyor. Bir de meşhuur Fracas var. Onun da o senenin ekiminde tekrar formule edilerek premiyeri yapılacakmış. Dipnot: Madonna, Prenses Caroline, Courtney Love, Uma Thurman bu parfümün ünlü hayranları.






Nordstrom çeşitli parfümevleri tarafından kendi bünyesinde düzenleyeceği parfüm etkinliklerinin duyurusunu yapıyor. Bu etkinlikleri, Guerlain, Jean Patou, International Flavors and Fragrances gibi büyük şirketler ve ünlü burunların verdiği seminerler olarak düşünebiliriz. Bu tip eventler, yurtdışında büyük ve lüks çok katlı mağazalarda ya da parfümevlerinin kendi içlerinde yapılıyor. Keşke bizde de bu gibi etkinlikler düzenlense.

Türkiye, hammadde açısından oldukça önemli bir ülke, ancak parfüm konusu bizde maalesef kısır kalmış, taklit parfüm üretiminin ötesine geçememişiz. Bu konunun aslında özel bir başlık altında tartışılması gerekiyor.
Sonraya saklayalım.
Tekrar Vogue'a dönelim.
Sevgili Marc Jacobs ve ekürisi


Stella Tenant'ı çok beğenirdim.
İsabella Blow'u anmadan olmaz.



Chloe!! İnanılır gibi değil.

Chloe, bu şubat ayında aynı tema altında 3 eau de toilette çıkardı. Eau de Fleurs serisi diyelim bu kokulara. Eau de Fleurs Neroli, Eau de Fleurs Lavande ve Eau de Fleurs Capucine. Merak??

Veee daha pek çok sayfa....Ben kısa alıntılar yaparak geçmişe dönmek istedim.,
 Bu ayki VOGUE' um beni bekliyor :)) Görüşmek üzere..








22 Mart 2010 Pazartesi

MİNİ ANKET

Sevgili parfümseverler :)

Sizler için bir mini anket hazırladım. cevaplarınızı bekliyorum...

1) İlk kullandığınız parfüm..
2) Şu an kullandığınız parfüm..
3) Karşı cinste beğendiğiniz parfüm..
4) Beğenerek aldığınız, ancak sonrasında kullanamadığınız bir parfümünüz oldu mu? Hangisi?
5) En uzun süre kullandığınız parfüm..

Ben mi?

1) Benetton-Colors

2) Annick Goutal- Mandragore

3) Chanel- Egoiste/ Hermes-Terre d'Hermes









4) Prada by Prada


5) Marc Jacobs







19 Mart 2010 Cuma

ESTEE LAUDER/PRIVATE COLLECTION/AMBER YLANG YLANG


PRIVATE COLLECTION/AMBER YLANG YLANG

YIL: 2008

KOKU AİLESİ: Oryantal/ Floral

ÜST NOTALAR: Ylang-ylang, bergamot, geranyum

ORTA NOTALAR: Bulgar gülü, Seylan tarçını, tütsü

ALT NOTALAR: Vanilya, sandalağacı, amber

BURUN: Honorine Blanc ve Annie Buzantian

Serinin ikinci parfümü Amber Ylang Ylang. Aerin Lauder, Amber Ylang Ylang'ın oluşturma aşamasında, kendi; sade ve lüks, özel hayatından doneler seçmiş. Koku, kahverengi ve dore renklerde döşenmiş, ahşap, kadife ve kaşmir dokularıyla tamamlanmış, davetkar bir odada geçirilen sıcak ve eğlenceli bir akşamın havasını yakalamayı amaçlıyor. Amber Ylang Ylang, amber kokusunu sevenler için iyi bir seçim. Sıcak, şık, ölçülü ve duygusal. Biraz lineer bir koku AYY.  Başta aldığınız kokuları, parfüm sona erene kadar çok fazla değişime uğramadan hissetmeye devam ediyorsunuz. Kış aylarında içinizi ısıtacak, bir önceki kız kardeşi gibi fazla bağırmayan, lüks bir parfüm arayışı içerisindeyseniz, ya da hiçbir beklentiniz yoksa bile mutlaka denemelisiniz.

Sınırlı sayıda üretilen şişesinde, yarı değerli taşlar; kaplan gözü, dumanlı kuvars ve akik bulunuyor. Her şişe kapağının üzerindeki taşların şekilleri farklı, bu da her bir şişeyi özel kılıyor. Bu parfümler Estee Lauder'ın internet sitesi üzerinde $325'a satılıyor.


Estee Lauder'ın marka çerçevesinde temsil ettiği zerafet, ölçü, düzgün, steril ve snob Amerikan kadınını bir yandan itici bulmakla birlikte, mükemmele doğru koşan yaratma hırsı, teknolojiyi sonuna kadar kullanmaları(kozmetikte çok iyiler), sınırları zorlamaları da o kadar hoşuma gidiyor. IFRA (International Fragrance Association), bir içeriğe kısıtlama mı koyuyor, Estee Lauder ona eşdeğer bir başka içerik üretiyor. Niche parfüm sektörü, lüks tüketiminde dah da mı öne çıkmaya başladı, Estee Lauder ben de varım diyor. Kısaca onu hiçbirşey durduramıyor.

Foto:Getty Images

ESTEE LAUDER/ PRIVATE COLLECTION/ TUBEROSE GARDENIA


PRIVATE COLLECTION/ TUBEROSE GARDENIA

YIL: 2007

KOKU AİLESİ: Floral

ÜST NOTALAR: Neroli, leylak, gül ağacı

ORTA NOTALAR: Sümbülteber, gardenya, portakal çiçeği, yasemin, beyaz zambak

ALT NOTALAR: Karanfil, burbon vanilya

BURUN: Harry Fremont


Bir parfüm üçlemesi ile karşı karşıyayız. Estee Lauder, kozmetik ve parfüm konusunda tartışılmaz büyük markalardan biri. Geçmişten günümüze, çizgisini korumuş ve bugüne kadar çıkarmış olduğu her parfüm istisnasız beğenilmiştir. Estee Lauder, çok özel bir parfüm olan Private Collection'ı en 1973'te ilk olara kendisi ve arkadaşları için çıkarmıştır. Bu arkadaşların içinde en ünlüsü de Prenses Grace Kelly'dir. Bugün şirketin başında Estee Lauder'in torunu Aerin Lauder var. Aerin Lauder de büyükannesinin Private Collection'ını başka bir boyuta taşımaya karar vermiş ve Private Collection üçlemesi doğmuş. Aerin, üçlemenin ilk parfümü olan Tuberose Gardenia'yı, büyükannesine ve onunla geçirmiş olduğu hoş anılara adamış.

Bu seride kullanılan içeriklerin kalitesini parfüm burnunuza değdiği anda anlıyorsunuz. Estee Lauder, burada niche markalara göz kırpıyor ve bu oyunda biz de varız mesajını veriyor. Private Collection serisi, niche pazar ile ortalama parfüm pazarı arasında bir yerde duruyor. 

Tabii bu lüks ve kaliteli parfümlere ulaşmak  da biraz zor. Şu an Türkiye'de altı noktada satışı yapılıyor. Üç parfüm de birbirinden farklı, ancak birbirlerini tamamlıyorlar. Birini mutlaka daha fazla seveceksiniz.

Tuberose Gardenia, adeta bir beyaz çiçekler buketi. Bu iki çiçek benim favorilerim. Sümbülteber(tuberose)'i bilmeyenler ve merak edenler için, günümüzde, sümbülteber'in en yoğun ve ağır kullanılmış olduğu parfümlerden biri Michael Kors Woman. Michael Kors'u deneyenler ve bilenler sümbülteber'i çok net anlayacaklardır. Gardenia için vereceğim referans ise Marc Jacobs Woman olacaktır. (Her iki parfümü de çok severekkullandım. Marc Jacobs, değişmez parfümüm).

 İçeriğe bakarak çok ağır bir parfüm hükmüne varabilirsiniz ancak Tuberose Gardenia, tam aksine dengeli, oldukça asil, çok duygusal ve feminen bir parfüm. Yeşil ve limonsu bir açılışla başlıyor PCTG, içeriklerin herbiri ayrı ayrı ve birarada kendilerini ortaya atıyorlar. Sümbülteber sessiz bir şekilde orta noktada yerini alıyor, ancak benim burnuma en fazla gelen koku portakal çiçeği!!! İki gün önce pinknivory'de Serge Lutens'in Fleurs D'Orange'ın yorumuna yer vermiştim. Portakal çiçeği hakkındaki görüşlerimi oradan da okuyabilirsiniz. Bir noktadan sonra ağırlığını iyice koyan portakal çiçeği, biranda beni endişeye düşürüyor.
Portakal çiçeği, pek çok parfümde kullanıldığı şekliyle bende iç bunaltısı yaratıyor. PCTG ölçülü kişiliği ile buna engel oluyor. Ve gardenya, çevresindeki beyaz çiçekler eşliğinde cildinizde usulca ışıldıyor.

Sınırlı sayıda üretilen, üzerinde yarı değerli taşlar bulunan kapaklarda, her üç parfüm için ayrı taşlar seçilmiş. Tuberose gardenia'da yıldıztaşı, sarı ve yeşil yeşim, limon ve hardal taşları bulunuyor.


Foto: Moodie Report

17 Mart 2010 Çarşamba

ESTEE LAUDER/ PRIVATE COLLECTION/ JASMINE WHITE MOSS

PRIVATE COLLECTION/JASMINE WHITE MOSS

YIL: 2009

KOKU AİLESİ: Yeşil Floral Şipre

ÜST NOTALAR: Frenk üzümü tomurcuğu , galbanum , bergamot

ORTA NOTALAR: Yasemin zambak, Ylang-ylang, yasemin , menekşe, portakal çiçeği, süsen kökü

ALT NOTALAR: Paçuli, vetiver, meşeyosunu

BURUN: Jean-Marc Chaillan

Private Collection serisi bu müthiş parfümle birlikte kapanıyor. Jasmine White Moss'un hikayesi şöyle;  Bayan Estee Lauder'in 80lerin sonlarında üzerinde çalıştığı, yarım kalmış olan bir parfümün formülü, torunu Aerin Lauder tarafından ortaya çıkarılıyor ve Aerin tarafından tamamlanarak karşımıza geliyor. İyi ki de geliyor :-)

JWM, bana göre, son zamanlarda bu segmentte yapılmış şipre parfümlerin içinde en iyisi. Bir parfümün şipre olarak adlandırılması için, içeriğinde meşe yosunu, labdanum, paçuli ve bergamot akorlarının olması gerekir. Meşe yosunu(oakmoss), eklendiği parfüme zenginlik, sıcaklık ve boyut katar. Ne yazık ki,Avrupa Birliğinin sağlıkla ilgili getirmiş olduğu düzenlemeler sonucunda IFRA(Uluslararası Koku Birliği), meşeyosunu ve bir çok içeriğin kullanımı ile ilgili yasaklama ve kısıtlamalar getirdi. Bunun sonucu olarak pek çok eski parfüm, tekrar formüle edilmiş şekliyle parfümerilerde yerlerini alıyor. Meşeyosunu, daha önce Estee Lauder'ın birçok kokusunda kullanılılmıştır.

Meşe yosununu ile ilgili bu kararlardan sonra Estee Lauder grubu, *IFF(International Flavors and Fragrances Inc.) ile birlikte onun yerine geçecek, white moss mist içeriğini üretirler. Ve bu içerik bir parfüme ismini verir..

Konumuz şipreler olunca, yaş grubu ister istemez değişiyor. Her ne kadar genelleme yapmak istemesem de belli bir yaşın üzerine hitap ediyor şipreler, ve anne-anneanne kokusu şeklinde acımasız eleştiriler alıyor gençlerden.

Ben bu harika kokuyu koklamaktan kendimi alamıyorum. Mutlaka denenmeli diyorum.

Sınırlı sayıda üretilen şişelerdeki yarıdeğerli taşlar; beyaz yeşim, koyu ve açık renk lapis, sodalit, siyah akik, sedef ve mavi dantelli akik taşı.




Foto: The Scented Salamander
Kaynak: Estee Lauder
IFF(Dünyanın önde gelen aroma ve esans üreticilerinden)

11 Mart 2010 Perşembe

P DIDDY ve biraz dedikodu

foto: NY MAG/Getty Images

Rap camiasının ünlü ismi P. Diddy, özellikle, gece hayatı ve verdiği meşhur partilerle tanınıyor. Müzisyenlik, yapımcılık, parti düzenleme, gece hayatı yanı sıra bu ilginç şahsiyetin Sean John isimli çok meşhur bir giyim markası da var. Bu markanın altında çıkardığı parfümler Unforgivable (erkek ve bayan), I am King (tabii ki erkek) ile parfüm işine el atmış bulunuyor.  

P.Diddy geçen gece İngiltere'de gittiği bir klüpte yine kendine yakışanı yaptı ve yanında gezdirdiği parfüm sıkma görevlisi elemanlarıyla, aşırılık ve abeslikte son noktayı koydu. Bu elemanlar 20 dakikada bir P.Diddy'nin çevresine parfüm sıkıyorlarmış,  P. Diddy bu parfüm bulutunun içinde görünmez bir biçimde dolaşıyormuş. 

Albüm tanıtımı için bulunduğu Londra'da, gelmişken parfümümün de tanıtımını yapabilirim diye düşünmüş olabilir mi acaba?



Haber kaynağı: Mirror.co.uk & Perfume Shrine

GIVENCHY/ ABSOLUTELY IRRESISTABLE





GİVENCHY/ ABSOLUTELY IRRESISTIBLE

YIL: 2008

KOKU AİLESİ: Floral

ÜST NOTALAR: Mandalina, portakal, kırmızı dut, paprika(kırmızı biber)

ORTA NOTALAR: Yasemin, portakal çiçeği, helyetrop(vanilya çiçeği)

ALT NOTALAR: Sedir, paçuli, amber

Givenchy'nin 2008 çıkışlı Absolutely Irresistable parfümü, ülkemizde (parfüm için) ilk kez uygulanan bir pazarlama stratejisi ile diğer birçok kokunun arasından sıyrılarak, kendinden söz ettirmeyi fazlasıyla başardı. Nasıl mı? Bir fenomen haline gelen Aşk-ı Memnu dizisinde Absolutely Irresistable için kullanılan “ürün yerleştirme” yöntemiyle. Aşk-ı Memnu bu anlamda Absolutely Irresistable için oldukça başarılı bir işe imza attı. Givenchy, “ürün yerleştirme” staratejisinin satışlarına olan yansımasından oldukça memnun görünüyor.


Ben Tv’de dizi izleyen gruptan olmadığım halde, çok konuşulan bu dizi ve dizideki markalardan ister istemez haberdar oluyorum (ağızdan ağıza pazarlama). Bu da pazarlamanın camı kapattığınız sandığınızda bacadan bile girebilecağini açık kanıtı :) Su uyur pazarlamacı uyumaz...

Geçen sene gündeme gelen Absolutely Irresistable'ı arşive dahil etme nedenlerimden biri de, bu pazarlama vakasının başarısının dikkatimi çekmesi oldu.

Ürün yerleştirme, özellikle Hollywood filmlerinde çokca uygulanan bir yöntem. Bunu haricinde, insanlar, hayran oldukları celebrity'ler ne giyiyor, hangi ürünleri kullanıyorlar, daha çok takip etmeye başladıklarından beri (bunu internete, paparazilere, Anna Wintour'a borçluyuz gibi), markalar ürünlerini pazarlamada ünlüleri, dizileri, filmleri, ödül törenlerini kullanmaya başladılar. Pazarlamada yeni kapılar açıldı..

Absolutely Irresistable, 2003 yılında çıkan Very Irresistible'ın devam parfümü. Ara dönemlerde pek çok versiyonu çıkmışsa da, Absolutely Irresistible VI'ın olgunlaşmış kızkardeşi gibi sunuldu. (Daisy ve Lola gibi :)) Parfümün yüzü Liv Tyler, beş yıl aradan sonra tekrar kameranın arkasındaydı. Şişe dizaynındaki eklemeler ise, Givenchy'nin başarılı tasarımcısı Riccardo Tisci'nin elinden çıkma.

Kokumuza gelirsek, turunçgiller, portakal çiçeği ve daha sonra meyvelerin de katılımıyla ağır ve iddialı bir kokuymuş havasında açılsa da bir saat içinde beyaz çiçeklerin de senfoniye katılımıyla yumuşuyor ve pudralı bir gül kokusuna dönüşüyor. Geniş bir kesime hitap edecek, fazla risk almadan yapılmış, belirgin bir karakteri olmadığını düşündüğüm bir parfüm. Çok dikkat çekmeden hoş kokmak isteyecek bir kadının kokusu.
Bu arada Givenchy'nin yeni kokusu Eau demoiselle'i de denedim. Givenchy, başarılı bir moda evi ve bir zamanlar harika parfümler yaratmış, Givenchy III, L'Interdit gibi. Parfüm işinde daha geniş kitlelere ulaşmaya çalıştığı için risksiz parfümler yaptığını düşünüyorum. Umalım önümüzdeki günlerde Givenchy, bizi şaşırtıcı işlere imza atsın, tıpkı şu anda moda dünyasında yarattığı etki gibi.

10 Mart 2010 Çarşamba

DURANCE en Provence

Beymen Bursa
http://www.duranceshop.com/


Kokular dünyasına bir kez daldınız mı, gözleriniz hep onları onlardan parçaları arıyor. Koku dediğimiz zaman aklımıza öncelikle parfüm gelse de, kullanım alanları bununla kısıtlı kalmıyor. Durance, geçtiğimiz günlerde yeni sezon keşif günlerimden birinde Beymen'de karşıma çıktı. Kısıtlı zamanda sadece ev için bir esansiyel yağ(tuberose and gardenia) ve yastık spreyi(sand and sea) alabildim. Diğer herşeyde gözüm kaldı :) Durance'in en büyük artısı ürünlerin doğallarından geliyor. İçerikler %100 doğal, paraben içermiyor, phenoxyethanol içermiyor, hayvanlar üzerinde test edilmiyor ve geri dönüşümlü ve ekolojik materyaller ile paketleniyor. Sitesine girin, keşfedin. Harika ürünleri var, ve hepsi organik.

5 Mart 2010 Cuma

GUERLAIN/IDYLLE


YIL: 2009

KOKU AİLESİ: Floral Şipre

ÜST NOTALAR: Frezya, gül, ahududu, liçi meyvesi

ORTA NOTALAR: Yasemin, inci çiçeği (lily of the valley),

şakayık, zambak

ALT NOTALAR: Misk, paçuli

BURUN: Thierry Wasser

I'm singin' in the rain, just singin' in the rain..Idylle (İdil okunuyor, anlamı: gerçek aşk) tıklayın ve reklam filmini
izleyin. Fransız aktris, şarkıcı, dansçı Nora Amezeder parfümün genç, etkileyici yüzü. Nora, 'singin in the rain ' i söylüyor, fısıldar gibi. 2009'da çıkan, en iddialı diyebileceğimiz koku Guerlain Idylle. Bahar çiçeklerinden bir buket yaratmış, kendi deyimiyle Bay Wasser. Özellikle kullandıkları ahududu ve liçi meyvesi aromalı 2008 hasatı güllere vurgu yapıyor.
Şişesinin, Calvin Klein Secret Obsession'a, kokunun da Narcisso Rodriguez For Her Intense'e benzediği tartışmalarını bir kenara bırakırsak, parfüm oldukça başarılı. Ben özellikle, çiçeksi bölümlerin yatışmaya başlayıp, o yumuşak misk ve paçulinin ortaya çıktığı kısımları beğendim. Parfüm bize yeni birşey sunmuyor. Son zamanda çıkan parfümlerle paralel konseptte ilerliyor. Denemeye değer..