Bu Blogda Ara

19 Mart 2010 Cuma

ESTEE LAUDER/ PRIVATE COLLECTION/ TUBEROSE GARDENIA


PRIVATE COLLECTION/ TUBEROSE GARDENIA

YIL: 2007

KOKU AİLESİ: Floral

ÜST NOTALAR: Neroli, leylak, gül ağacı

ORTA NOTALAR: Sümbülteber, gardenya, portakal çiçeği, yasemin, beyaz zambak

ALT NOTALAR: Karanfil, burbon vanilya

BURUN: Harry Fremont


Bir parfüm üçlemesi ile karşı karşıyayız. Estee Lauder, kozmetik ve parfüm konusunda tartışılmaz büyük markalardan biri. Geçmişten günümüze, çizgisini korumuş ve bugüne kadar çıkarmış olduğu her parfüm istisnasız beğenilmiştir. Estee Lauder, çok özel bir parfüm olan Private Collection'ı en 1973'te ilk olara kendisi ve arkadaşları için çıkarmıştır. Bu arkadaşların içinde en ünlüsü de Prenses Grace Kelly'dir. Bugün şirketin başında Estee Lauder'in torunu Aerin Lauder var. Aerin Lauder de büyükannesinin Private Collection'ını başka bir boyuta taşımaya karar vermiş ve Private Collection üçlemesi doğmuş. Aerin, üçlemenin ilk parfümü olan Tuberose Gardenia'yı, büyükannesine ve onunla geçirmiş olduğu hoş anılara adamış.

Bu seride kullanılan içeriklerin kalitesini parfüm burnunuza değdiği anda anlıyorsunuz. Estee Lauder, burada niche markalara göz kırpıyor ve bu oyunda biz de varız mesajını veriyor. Private Collection serisi, niche pazar ile ortalama parfüm pazarı arasında bir yerde duruyor. 

Tabii bu lüks ve kaliteli parfümlere ulaşmak  da biraz zor. Şu an Türkiye'de altı noktada satışı yapılıyor. Üç parfüm de birbirinden farklı, ancak birbirlerini tamamlıyorlar. Birini mutlaka daha fazla seveceksiniz.

Tuberose Gardenia, adeta bir beyaz çiçekler buketi. Bu iki çiçek benim favorilerim. Sümbülteber(tuberose)'i bilmeyenler ve merak edenler için, günümüzde, sümbülteber'in en yoğun ve ağır kullanılmış olduğu parfümlerden biri Michael Kors Woman. Michael Kors'u deneyenler ve bilenler sümbülteber'i çok net anlayacaklardır. Gardenia için vereceğim referans ise Marc Jacobs Woman olacaktır. (Her iki parfümü de çok severekkullandım. Marc Jacobs, değişmez parfümüm).

 İçeriğe bakarak çok ağır bir parfüm hükmüne varabilirsiniz ancak Tuberose Gardenia, tam aksine dengeli, oldukça asil, çok duygusal ve feminen bir parfüm. Yeşil ve limonsu bir açılışla başlıyor PCTG, içeriklerin herbiri ayrı ayrı ve birarada kendilerini ortaya atıyorlar. Sümbülteber sessiz bir şekilde orta noktada yerini alıyor, ancak benim burnuma en fazla gelen koku portakal çiçeği!!! İki gün önce pinknivory'de Serge Lutens'in Fleurs D'Orange'ın yorumuna yer vermiştim. Portakal çiçeği hakkındaki görüşlerimi oradan da okuyabilirsiniz. Bir noktadan sonra ağırlığını iyice koyan portakal çiçeği, biranda beni endişeye düşürüyor.
Portakal çiçeği, pek çok parfümde kullanıldığı şekliyle bende iç bunaltısı yaratıyor. PCTG ölçülü kişiliği ile buna engel oluyor. Ve gardenya, çevresindeki beyaz çiçekler eşliğinde cildinizde usulca ışıldıyor.

Sınırlı sayıda üretilen, üzerinde yarı değerli taşlar bulunan kapaklarda, her üç parfüm için ayrı taşlar seçilmiş. Tuberose gardenia'da yıldıztaşı, sarı ve yeşil yeşim, limon ve hardal taşları bulunuyor.


Foto: Moodie Report

2 yorum:

  1. amber-ylang ylang a bayılmıştım. bunu henüz deneyemedim, merak içindeyim :)

    YanıtlaSil
  2. Amber ylang ylang'ı yazıyordum ben de :))

    YanıtlaSil